UZUN KEMIK
DEFEKTLERININ VE KEMIK DOKU KAYIPLARININ DISTRAKSIYON OSTEOGENEZI YÖNTEMI ILE
TEDAVISI
Uzun kemik defektleri,
çoğunlukla şiddetli travmalar sonucu meydana gelen tip III açık kırıklarda
görülür. Özellikle ateşli silah yaralanmaları ve trafik kazaları gibi yüksek
enerjili travmalarla oluşan açık kırıklarda, kemik doku kaybı, travma esnasında
oluşabileceği gibi yapılan debridmanlar sırasında nekrotik ve yumuşak doku
bağlantılarını kaybetmiş fragmanların eksizyonuyla da oluşabilir. Bunun
dışında, enfeksiyon veya tümöral nedenlerle yapılan eksizyon ile konjenital
nedenlerle de kemik defektleri meydana gelebilir(4,11,12).
Kemik defektlerinin tedavisi
oldukça güç ve tartışmalı bir konudur. Ortopedik cerrah için iskelet defektinin
tedavisi ciddi bir tecrübedir. Sorunun halledilmesi, bilgi ve becerinin yanında
büyük ölçüde sabır da gerektirir.
Kemik doku kayıplarının
tedavisi için çeşitli yöntemler uygulanmaktadır. Bu yöntemlerin başarılarının
yanında çeşitli sakıncaları da gözlenmiştir. Bu amaca yönelik olarak en çok
kullanılan yöntemler:
|
Otojen
kansellöz kemik grefti uygulamaları,
|
|
-Papineau
yöntemi (açık kemik grefti uygulaması),
|
|
-Vasküler
pediküllü serbest kemik grefti uygulamaları (fibular veya iliak),
|
|
-Allogreft
uygulamaları,
|
|
-Spacer veya
protez,
|
|
-Human Bone
Morphogenetic Protein uygulamaları.
|
|
-Distraksiyon
osteogenezi (Ilizarov, AO/ASIF yöntemleri),
|
Otolog kansellöz kemik
greftleri, düşük dereceli kontamine ortamlarda ve osteomiyelitik kavitelerin
kapatılmasında sıklıkla kullanılmaktadır. Yöntemin en büyük sakıncası, insan
vücudundaki sınırlı bölge ve miktarlarda kemik grefti elde etme zorunluluğudur.
Bu nedenle, büyük kemik defektlerinin otolog kansellöz kemik greftleri ile
kapatılması mümkün değildir. Ayrıca bu osseöz greft kitlesinin yük taşıyacak
güçteki kortikalizasyonu için uzun zamana ihtiyaç vardır(4,11,16).
Papineau’nun, defektlerin
açık kansellöz kemik greftleri ile kapatılması tekniği, Vidal ve arkadaşları
tarafından, Hoffmann’nın quadrilateral rijit eksternal fiksatörü kullanılarak
geliştirilmiştir. Bu sistemde yivli çivilerin transfiksiyonu nedeniyle
ekstremite sorunları ortaya çıkmıştır. Ancak 1982 yılında geliştirilen
“Delta half pin”
konfigürasyonu ile daha emniyetli kullanım ve kansellöz kemik matürasyonu için
uygun stabilite sağlanmıştır(11,12,15).
Vasküler pediküllü serbest
kemik greftleri ise 6 cm’den büyük defektlerin kapatılmasında kullanılmaktadır.
Mikrocerrahi tekniklerindeki gelişmelere parelel olarak, enfekte ve defektif
nonunionların bu yöntemle başarıyla tedavi edildiği bilinmektedir. Ancak;
|
-Özel ve
uzun cerrahi zorunluluğu,
|
|
-Uzun süreli
immobilizasyon,
|
|
-Bağlantı
yerlerindeki kaynama yokluğunun sıklığı,
|
|
-Yüksek
oranda yorgunluk kırığı riski,
|
|
-Özellikle
donör bölge morbiditesi yöntemin ciddi sakıncalarıdır(10,16).
|
-Özellikle açık kırıklara
bağlı defektler, enfeksiyon için uygun ortamlardır. Bu durum kemiksel
rekonstrüksiyon için ciddi bir engeldir. Örneğin, tümör cerrahisinde kemik
defektlerinin kapatılmasında massif allogreftlerin başarıyla uygulanmasına
karşın, kontamine dokularda bu yöntemin kullanılması mümkün görülmemektedir.
Ancak, GATA Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalında son 5 yılda ateşli silah
yaralanmalarına bağlı uzun kemik defektlerinin geç dönem rekonstrüksiyonunda
allogreft uygulamalarımız olmuştur. Oldukça başarılı sonuçların yanında, yüksek
oranda enfeksiyon, greft rezorpsiyonu ve kaynama yokluğu gibi ciddi sorunlarla
da karşılaştık. Allogreftlerin, otojen greftlerle birlikte kullanılması kaynama
oranını arttırmış, ancak enfeksiyon gibi sorunlarda bir değişiklik
olmamıştır(11).
Son yıllarda, deneysel
çalışma aşamalarından sonra, “human bone morphogenetic protein”inin klinik
uygulamaları segmental kemik kaybı ve nonunionların tedavisinde yeni bir çığır
açmıştır. Osteojenik protein kompozitlerinin başarılı kullanımı, otojenik ve
allojenik kemik grefti uygulamalarına alternatif bir yöntem umudunu
taşımaktadır(6,10).
Iskelet defektlerinin
kapatılmasında bir diğer yöntem de distraksiyon osteogenezidir ve 1950’li
yıllarda Gavril Ilizarov tarafından uygulama alanına konulmuştur. Yöntem;
periost ve intramedüller vasküler yapıyı koruyarak kortikotomi uygulaması, kısa
bir bekleme süresini takiben sirküler eksternal fiksatör sistemi ile tedricen
arttırılan distraksiyonla ossifikasyonun uyarılması esasına dayanmaktadır.
Distraksiyon aralığındaki
yeni kemik oluşumu, distraksiyon kuvvetlerine parelel bir gelişim gösterir.
Kortikotomi bölgesinin heriki yüzeyinden gelişen kemik trabekülaları yaklaşık
4-8 mm genişliğindeki tipik santral fibröz interzone’da sonlanır. Fibröz
interzone’un ayrıntılı incelemesi sonucu, bu bölgedeki iğsi hücrelerin,
uygulanan distraksiyon kuvvetlerine göre düzen aldığı gözlenmiştir. Bu
hücreler, yavaş yavaş osteoblastlara dönüşür ve mineralize osteoid
üretirler(2,9,14).
Distraksiyon osteogenezi;
kemik yapımının mekanik olarak uyarılması sonucu, herhangi bir materyale
ihtiyaç olmaksızın hızlı bir şekilde canlı, lameller kemik oluşumunu sağlaması
ile klasik kemik greftleme tedavilerine alternatif bir yöntemdir.Distraksiyon
osteogenezinde kemik rejenerasyonu anatomik bölgeye uygun ölçülerde
oluşmaktadır. Massif kansellöz kemik grefti uygulamasında % 20-40 oranında
volüm kaybı oluşmaktadır. Normal volüm elde etmek için vaskülerize kemik grefti
hipertrofisi için ise yıllar gerekmektedir(1,2,9,11,12,14).
Başlangıçta pek kabul
görmemesine rağmen, distraksiyon osteogenezi üzerinde son yıllarda yoğun bir
şekilde deneysel ve klinik araştırmalar yapılmıştır. Bu çalışmalarda distraksiyon
osteogenezinde, kemik oluşumunun kalite ve kantitesi üzerinde etkili faktörler
incelenmiştir. Üzerinde ençok tartışılan konular ise osteotomi tipi,
distraksiyon zamanı ve oranı ile fiksasyon rijiditesidir(17).
Ilizarov, perkütan
kortikotomi ile medüller sirkülasyonu korumuş , birkaç gün sonra da kendi
geliştirdiği sirküler eksternal fiksatörle 6 saatte 0.25 mm olacak şekilde
distraksiyon uygulamıştır. Bu şekilde tüm doku rejenerasyonu sağlanmıştır.
Ilizarov’un geliştirdiği bu kavram “distraksiyon osteogenezi” olarak
terimlendirilmiştir(2,9).
De Bastiani ve arkadaşları
(1987) ise; açık subperiosteal kortikotomi uygulamış, 14 günlük bekleme
süresindeki kallus oluşumunu takiben, monolateral eksternal fiksatörle
distraksiyona başlamışlardır. Gecikmiş distraksiyonlu bu sisteme de
“kallotazis” veya “kallus distraksiyonu” adı verilmiştir(1).
Osteotomi tipi üzerindeki
tartışmalarda otörler; kemik iyileşmesi için son derece önemli olan periosteal
ve endosteal yapıların korunduğu perkütan kortikotomi veya kompaktotominin
değeri üzerinde fikir birliğindedirler. Ancak intramedüller damarları
kortikotomi ile korumak her zaman mümkün değildir. Özellikle posterior
korteksin manipülasyonla kırılması esnasında bu vasküler yapılar kolaylıkla
yaralanabilir. Yaralanan vasküler yapıların bir hafta gibi kısa bir sürede
yeniden rekanalize olduğu mikroanjiografik tekniklerle gösterilmiştir. Bu
nedenle periost korunarak ve yeterli bir süre beklenerek distraksiyon yapılmak
suretiyle en güvenilir ve basit yöntemin transvers osteotomi olduğu öne
sürülmektedir. Bu tablo deneysel çalışmalarla da gösterilmiş ve transvers
osteotomi ile perkütan kortikotomi arasında, kemik iyileşme örneği olarak bir
farklılık olmadığı saptanmıştır(17).
Operasyondan sonra hemen
başlanan distraksiyon kallus oluşumunda duraklamaya neden olur. Bu yönde
yapılan çeşitli araştarmalar, kemik iyileşmesinin en iyi 7-10. günde başlayan
distraksiyonla elde edildiğini göstermiştir. Daha önce de bahsettiğimiz gibi
intramedüller damarlar tahrip edilse bile distraksiyon öncesi bekleme
peryodunda bu yapıların kolayca tamir olduğu bilinmektedir. Bekleme süresi
üzerinde etkili diğer faktörler ise hastanın yaşı ve kemik yapıdır. Genç
hastalarda tibia ve femur gibi kemiklerde yapılan distraksiyonlarda 7 -14
günlük bekleme süresinin uygun olacağı düşünülmektedir. Küçük tübüler
kemiklerde ise, bekleme süresinin 21 gün gibi uzun süreli olması tavsiye
edilmektedir(17).
Distraksiyon ritmi ve oranına
gelince: Vasküler yapıların korunduğu en uygun uzatma ritmi 12 saatte 0.35 veya
0.7 mm’dir. En uygun distraksiyon oranının ise bir günde 0.7-1.4 mm olması
gerektiği deneysel ve klinik çalışmalarla gösterilmiştir. Ilizarov, enaz günde
4 defada olmak üzere 1 günde 1 mm uzatmayı önermiştir. Hatta mümkünse
otodistraktörle sürekli yavaş uzatmayı tavsiye etmiştir(17).
Distraksiyon osteogenezine
etkili bir diğer faktör de fiksasyon stabilitesidir. Mekanik faktörlerin,
fiksasyon stabilitesi de dahil olmak üzere kemik iyileşmesi üzerindeki
etkinliği öteden beri bilinmektedir.
Ilizarov, eksternal
fiksasyonun osteotomi bölgesinde arzu edilmeyen hareketleri önleyecek şekilde
stabil olması gerektiğini özellikle vurgulamıştır. Otöre göre sistem ancak
kemik aksına parelel mikrohareketlere izin vermelidir(2,15,17).
Paley ve arkadaşları
uzatmalarda kullandıkları farklı eksternal fiksatörlerin mekanik özelliklerini
değerlendiren çalışmalar yapmışlardır. Yine benzer çalışmaların sonuçları
Aranson ve arkadaşları tarafından da bildirilmiştir(17).
Paley ve arkadaşlarının
çalışmalarında yarım pinli, orthofix unilateral fiksatörü en rijit, Ilizarov
sirküler eksternal fiksatörü ise sıkılık, kayma ve axial hareketlere karşı en
az rijit fiksatör olarak bildirilmiştir(15,17).
Aranson ve arkadaşları ise
Ilizarov eksternal fiksatörünün osteogenez bölgesinde konsantrik yüklenme ile
yeni kemik yapımının mükemmel, parelel kolonlar halinde oluştuğunu
saptamışlardır. Uniplanar, yarım pinli Wagner eksternal fiksatör uygulamasında
ise osteojenik yüzeyde kollagen angulasyonu ve bunun zemininde kemik kolonu
oluştuğu gözlenmiştir. Bu farklı aksiyel rijiditeye rağmen her iki sistemde de
osteogenez, volüm olarak eşit bulunmuştur(2).
Sonuç olarak eksternal
fiksatör seçimi, cerrahın kişisel tercihine, bilgi ve tecrübesine kalmıştır.
Kemik defektlerinin,
interkalari kemik transportu ile kapatılması yöntemi, Ilizararov’un en popüler
yöntemlerinden biridir. Bu yöntemle, herhangi bir uzunluktaki kemik doku kaybı,
kemik grefti ihtiyacı olmaksızın kapatılabilmektedir. Yeni oluşan kemik doku
hızla ossifiye olur ve kortikalizasyon meydana gelir. Ayrıca kemik doku kaybına
iştirak eden yumuşak doku defektleri de bu işlem sırasında kapanmaktadır. Eğer
defekt büyükse, iki taraflı fragman transportasyonu (trifokal yöntem) ile hızlı
bir şekilde defekti kapatmak mümkündür.
Kemik fragman transportasyonu,
çapraz gergin tellerin bağlandığı halkalarla veya kemik segmentten oblik olarak
geçirilen boncuklu tellerle ekstremite boyunca hedef kemiğe doğru yapılır.
Eğer fragman transportasyonu
halka ile yapılacaksa, bu işlem sırasında rotasyonunu önlemek için fragman en
az iki tel ile tesbit edilmelidir. Tellerin yavaş yavaş keserek ilerlediği cilt
doku, hafif iz bırakarak iyileşir.
Oblik yönde tellerle fragman
transportasyonu esnasında ciltte herhangi bir yaralanma söz konusu değildir.
Ancak, bu uygulamada transportasyonu yapılan fragmanla, hedef bölge arasında
birleşme olduktan sonra yeterli kompresyon yapılamaz. Bu nedenle
transportasyonun sonunda, yeterli kompresyonun kazanılması için halka sistemine
geçilmesi uygun olur(5).
Tüm iskelet defektlerinde (
Konjenital, travmatik, enfekte veya tümöral kemik yapıların rezeksiyonu gibi),
tedavi işlemine fiksatörün uygulaması ile başlanır. Aynı seansta, kemik
defektine uygun uzunlukta bir mesafede, tercihen metafizodiafizeal birleşimde
sağlıklı kemikte kortikotomi uygulanır. Primer kallusun oluşması için yaklaşık
7-10 gün beklenir ve daha sonra distraksiyona başlanır.
Sirküler eksternal
fiksatörün düzenlenmesi
Segmental defektli
posttravmatik deformiteler, proksimal ve distal segmentlerin elle
ayarlanmasıyla kolaylıkla düzeltilebilir. Frame uygulandığında, proksimal ve
distal fragmanlar bütün yönlerde düzeltilmeli, ekstremite uzunluğu mümkün
olduğunca korunmalı ve ekstremite yivli yan çubuklara (longitidinal rodlara)
parelel hale getirilmelidir. Eğer bu ilkelere uyulmazsa, transportasyon sonunda
taşınan fragman, hedef bölgeye uygun şekilde ulaşmaz. Yan bağlantı
çubuklarının, kemiğin mekanik aksına parelel olduğundan emin olunmalıdır. Bu
gerekirse radyografik olarak teyid edilmelidir. Skopi bu konuda yeterli değildir.
Kortikotomi öncesi, frame mutlaka yukarıda bahsedilen prensiplere uygun olarak
tatbik edilmelidir. Daha sonra, frame, fragmanların kontr rotasyonuna izin
verecek şekilde bozulur ve kortikotomi sonrası yeniden ekstremite mekanik
aksına uygun olarak yeniden düzenlenir.
Kemik transportasyonunda
eksternal fiksasyonun temel amacı:
|
- Kemik fragmanlarının
stabil olarak normal düzende korunmasını sağlamak, |
|
- Taşınan kemiğin
hareketlerini kontrol etmek, |
|
- Hedef bölgede kompresyona
imkan sağlamaktır. |
Çivilerin yerleştirilmesi
Kemik fragmanlarının
fiksasyonu, transfiksiyon eksternal fiksasyonu için uygulanan standart
örneklere göre yapılır. Stabilite için, her fragmanın iki seviyeli fiksasyonu
gerekir. Interkalari fragmandan çivi geçiş şekli önemlidir. Eğer çiviler,
fragmanın ucuna çok yakın geçilirse, birleşme anından önce bu halka ile hedef
bölge halkası çakışabilir ve birleşme sağlanamaz. Şayet çiviler, daha
proksimale yerleştirilirse, bu defa da fragman arzu edilmeyen yönlere doğru
kayabilir. Çeşitli tecrübeler, en uygun transfiksiyon bölgesinin, distalden
yaklaşık 2,5 cm. proksimal olduğu yönündedir. Oblik yönde stoplu
çivilerle fragman transportunda ise fragmanın longitidinal aksta transferinde
sıkıntılar olmakla beraber, özellikle birleşme anında bu çiviler eğildiği için
yeterli kompresyon yapmak mümkün olmaz. Bu nedenle, bu safhada halka sistemine
geçmek gerekir. Bu değişikliği kolaylaştırmak için, başlangıçta ilave halka
frame eklenmelidir. Bu halkaya birleşme sırasında lokal anestezi ile
transfiksiyon çivileri uygulanır.
NONUNIONLARIN
ILIZAROV YÖNTEMI ILE TEDAVISI
Nonunionlarda Ilizarov’un
tedavi ilkeleri; AO internal fiksasyon ve kemik grefti uygulamaları gibi
konvansiyonel yöntemlere benzemektedir. Iki temel nonunion olduğu
bilinmektedir.
|
a- Hipertrofik nonunionlar, |
|
b- Atrofik nonunionlar, |
Hipertrofik nonunionlarda
osteojenik aktivite canlılığını korumaktadır. Dolaysıyla kaynama için sadece
stabilite yeterlidir. Avasküler nonunionlarda ise osteojenik aktivite
kaybolmuştur. Osteogenezi uyarmak için stabilite ile beraber taze kansellöz
greft uygulamasına gerek vardır.
Ilizarov yönteminde de
prensip aynıdır.
|
1- Hipertrofik, kemik kaybı
olmayan nonunionlarda; |
- Fiksatörle stabilite sağlanır ve nonunion bölgesine kompresyon uygulanır.
|
2- Hipertrofik nonunionla
birlikte kemik kaybı varsa; |
- Eksternal Fiksatörle stabilite sağlanır, psödoartroz sahasına kompresyon,
distraksiyon uygulanır.
|
3- Atrofik nonunionlarda; |
- Nonunionun üst veya alt
bölümüne kortikotomi ve distraksiyon uygulanır. Bu uygulama ile; bölgenin kan
akımının 2.2 katı arttığı, sintigrafide ise tutulumun 11.8 katı arttığı yapılan
çalışmalarla gösterilmiştir. Böylece distraksiyon burada otojen taze kansellöz
greftin görevini üstlenmiş olur.
Ayrıca atrofik nonunionlarda,
K çivisiyle perkütan dirilizasyon, dekortikasyon, sınırlı cerrahi girişimlerle
medüller kanalın açılması ve fragman yüzeylerinin düzgünleştirilmesi gibi ek
uygulamalar da yapılabilir.
Görüldüğü gibi Ilizarov’un
nonunionların tedavisi yönteminde iki ayrı biyolojik olay vardır:
|
1- Distraksiyon
osteogenezi, |
|
2- Transformasyonel
osteogenez. |
Distraksiyon osteogenezinde;
tedrici distraksiyonla kortikotomi yüzeyleri arasında yeni bir kemik oluşumu
söz konusudur. Histolojik olarak bu işlem periostta görüldüğü gibi
intramembranöz ossifikasyona benzemektedir(12,14).
Transformasyonel osteogenez
ise; nonuniondaki patolojik kemik yüzeylerinin mekanik stimulasyonu ile normal
kemik yapının oluşturulmasıdır.
Enfekte nonunionlarda ise;
agressiv debridman, rezeksiyon ve distraksiyonla tedavi başarılır(14).
Ilizarov yöntemi ile tedavi
edilen nonunionlar, daha farklı şekilde klinik ve radyolojik olarak
sınıflandırılmıştır. Bu sınıflandırmada 1 cm’den büyük kemik kaybı olup
olmamasına göre nonunionlar iki temel gruba ayrılmıştır (5).
|
Tip A: Kemik kaybı yok, Tip A 1: Gevşek kaynama yokluğu vardır. Tip A 2: Fikse kaynama yokluğu mevcuttur.
Tip A 2-1: Fikse kaynama yokluğu var, deformite yoktur.
Tip A 2-2: Fikse kaynama yokluğu ve deformite vardır.
|
|
Tip
B: 1 cm’den büyük kemik kaybı ile birlikte kaynama yokluğu.
|
Tip B
1: Kemik defekti mevcut, ekstremite kısalığı yok.
Tip B
2: Kemik uzunluk kaybı mevcut, ancak defekt yok.
TipB
3: Kemik defekti ve kısalık mevcut.
Tip A 1: Mobil (Atrofik/Hipotrofik) nonunion:
Tavsiye
edilen tedavi yöntemi bifokal osteosentezdir. Kortikotomi sonrası yapılan
tedrici distraksiyonla aynı anda nonunion bölgesine kompresyen uygulanır. Bu
uygulama ile bölgenin kanlanması artmakta ve nonunion bölgesinde osteogenez
uyarılmaktadır.
Tip A 2.1: Fikse deformitesiz (hipertrofik) nonunion:
Hipertrofik
nonunionlar için biyolojik tedavi, kompresyonu takiben tedrici distraksiyonla
monofokal osteosentezdir. Ilizarov’a göre sinoviyal nonunion primer
distraksiyona cevap vermez. Bu nedenle 10-20 gün kompresyon uygulanarak
nonunion bölgesinde nekroz ve neovaskülarizasyon oluşturulmakta, bunu takiben
de distraksiyon, en sonunda da tekrar kompresyon önerilmektedir.
Catagni(5),
kendi klinik tecrübelerinde bu yöntemle başarı sağlamadıklarını bildirmektedir.
Bu nedenle otör bifokal tedavi için kortikotomiyi önermektedir.
Tip A 2.2: Fikse, deformiteli (hipertrofik) nonunion:
Burada
da monofokal osteosentez önerilmektedir. Deformite düzeltilmesi için aksi
yönlerde yerleştirilen zeytinli tellerle germe yapılır. Yeniden kırılan
vakalarda kortikotomi de yapılabilir.
Tip B 1:
-
Bifokal osteosentez, tek kortikotomi,
-
Trifokal osteosentez, iki kortikotomi,
-
Bifokal osteosentez, stoplu tellerle transportasyon yöntemlerinden biri tercih
edilebilir.
Tip B 2:
-
Bifokal osteosentez, tek kortikotomi,
-
Trifokal osteosentez, iki kortikotomi,
-Kortikotomi
bölgesinde distraksiyonla uzatma sonrası, kemik transportasyonu ile aralık
ortadan kaldırılır.
Tip B 3:
-
Kemik transportasyonu ile defekt ortadan kaldırılır.
-
Daha sonra kortikotomi bölgesinde uzatmaya devam edilerek kısalık da giderilmiş
olur.
Standart
dört halkalı prototip fiksatör, kemik kaybı veya mobil olmayan deformiteleri
düzeltmek için ayarlanabilir. Tip A psödoartrozu deformitenin düzeltilmesi ve
takiben psödoartrozun kompresyonu ile tedavi edilir. Deformite aynı anda kemik
segmentlerinin kompresyon, distraksiyon, angulasyon, rotasyon veya translasyonu
ile düzeltilebilir. Öncelikle kemik aksı düzeltildikten sonra, nonunion bölgesi
6 saatte 0.25mm olacak şekilde komprese edilir. Kompresyon aynı oran ve ritimde
distraksiyonla kombine edilerek osteogenez uyarılır(5).
Kemik
kaybının tedavisi ise; kemik defekti, uzunluk kaybı veya herikisine bağlıdır.
Kemiği uzatmak için kortikotomi ve distraksiyon uygulanır.
Uzatma
işlemi ayrıca, psödoartroz bölgesinde siklik kompresyon ve distraksiyon
uygulamak suretiyle osteogenezin uyarılması ile de yapılabilir. Osteogenez
oluştuktan sonra, psödoartroz kallusu distrakte edilmek suretiyle uzatma elde
edilir(5).
Kemik
defekti ise internal uzatma ile kapatılır.
Hem
kemik defektinin, hem de kısalığın olduğu durumda ise; eksternal ve internal uzatma
ile sorun halledilir. Bu amaçla monofokal, bifokal veya trifokal yöntemler
uygulanabilir.
Eksternal
uzatma yapılırken, fibular osteotomi yapılır. Ancak internal uzatmada buna
gerek yoktur.
Karşılaşılan
sorunlar
|
Rejenere
yeni kemiğin matürasyonu ve ossıfikasyonunda gecikme: Bu durum tedavinin
gecikmesine neden olur. Genel olarak, ossifikasyon gecikmesinin nedeni,
ekstremiteye yeterli yükün verilmemesi ve eksternal fiksatör içindeki uzvun,
fonksiyonel kullanımının az olmasına bağlanmaktadır. Bunun nedeni de frame’in
uygun tatbik edilmemesine bağlı olarak oluşan ağrıdır. Ağrıyı önlemek için
transfiksiyon çivilerinin usülüne uygun geçilmesi gerekir. Özellikle cilt
gerginliğine dikkat edilmezse, nekroz ve pin yolu enfeksiyonu kaçınılmaz
olur. Pin yolu enfeksiyonu da fonksiyonel aktiviteyi bozan, çivilerin
gevşemesine neden olan önemli bir etkendir(11).
|
Hedef
bölgesinde kaynama yetersizliği: Kemik transportu yöntemi ile iskelet
defektlerinin kapatılmasında hedef bölgede kaynama yetersizliği karşılaşılan
önemli sorunlardan biridir. Bu sorunun çözümünde değişik yöntemler
uygulanmaktadır.
Başlangıç debridmanının
takiben hedef bölgeye az da olsa otojen greft uygulaması yapılır. Bu şekilde
kemik transportu tamamlandığında hedef bölgede yeni, revaskülarize otojen
kansellöz greft yatağı hazır olacaktır.
Veya hedef bölge
birleşmesi oluşmadan kısa bir süre önce otojen greftleme yapılır.
Rus otörler ise birleşme
öncesi kemik uçlarının küretajını önermektedirler.
Açık yaralarda ise
birleşme öncesi taşınan kemik parçasının distal bölümünün enaz 1 cm’si rezeke
edilir. Çünkü bu bölüm kontaminedir ve çoğu zaman canlılığını kaybetmiştir.
|
Ekstremite uzunluk
eşitsizliği, |
|
Refraktür. |
|
Axial deformiteler, |
|
Eklem hareket kısıtlılığı:
Bu hareket kısıtlılığı ve kontraktürler taşınan kemik parçasına yapışmış olan
kasların origo ve insersiyosundaki değişiklikle oluşur. Bu sorunlar yoğun
fizyoterapi, elastik breys ve cihazlarla önlenebilir. |
|
Cilt ve pin sorunları:
Implant bölgesinde pin yoluna ait sorunlardır. Uygun pin uygulama teknikleri
ve postoperatif iyi bir bakımla bu sorun önemli ölçüde önlenir(7). |
|
Hastanın cihaza uyum
sorunu. |
GATA
Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalında 1988 yılından beri toplam 82 defektli
kırık ( 52 tibia, 5 radius, 2 femur, 23 kalkaneus) Ilizarov Sirküler Eksternal
Fiksatörü kullanılarak distraksiyon osteogenezi yöntemi ile tedavi edildi.
Uzunu kemik defektlerinden, 2 olguya trifokal, 55 olguya ise bifokal yöntem, 2
olgu da ise kısaltma sonrası kallus distraksiyonu(ektsremite uzatması)
uygulandı. Kalkaneus defekti veya yokluğu olan 23 olguda, değişik
osteotomilerle distal parça distraksiyonu yapılarak rekonstrüksiyon sağlandı . Olguların 9’u trafik kazası, diğer 73 vaka ise ateşli silah
yaralanması sonucu oluşan grade III açık kırık idi. Ortalama defekt uzunluğu 92
mm(30 - 150mm) olarak saptandı. Ortalama takip süresi 34 ay olarak saptandı. 32
olgu başarıyla tedavi edildi.
Karşılaştığımız sorunlar ;
- Pin yolu enfeksiyonu
(21 olgu), ( Problem pin yolu enfeksiyonu 8, engel pin yolu enfeksiyonu ise 4
olgu,
-
Eklem kontraktürü (4 olgu),
-
Refraktür (2 olgu),
-
Hedef bölgede kaynama yetersizliği (5 olgu) ,
-Cilt kıvrılması (4 olgu).
Sonuç
Burada,
travmatik nedenlerle oluşan, çoğu kontamine veya enfekte, geniş yumuşak doku
kaybı ile birlikte olan grade III açık kırıklardaki segmental defektlerin
kapatılmasında çeşitli yöntemler ve özellikleri ortaya konmaya çalışıldı. Küçük
kemik defektleri, kemik transport tekniği veya kansellöz greft uygulamaları ile
tedavi edilebilir. Ancak 5 cm’den büyük defektlerin kapatılması, kemik
transportu veya serbest vaskülarize fibular greft uygulaması gibi daha kompleks
cerrahi gerektirmektedir(3,9,11,12,14).
Bizim
olgularımızın çoğu savaş yaralanması tarzında, birçoğu da amputasyon
gerektirebilecek, çözümü zor kırıklardı. Cesaretle yaptığımız aggressiv
debridmanı takiben, uyguladığımız Ilizarov Sirküler Eksternal Fiksatörü ve
yöntemi ile bu kırıkları önemli ölçüde başarıyla tedavi ettik. Sonuç olarak,
Ilizarov yönetminin geniş kemik defektlerinin kapatılmasında oldukça yararlı ve
etkili bir yöntem olduğu inancına vardık. Ancak umudumuz gelecekte bu konuda
çok daha etkili yöntemlerin geliştirileceği yönündedir.
KAYNAKLAR:
1-
Aldegheri, R., Renzi-Brivio, L., and Agostino, S.: The Callotasis Method of
Limb Lengthening, Clin. Orthop. 241:137-145, 1988.
2-
Aronson, J.A., Harrison, B.H., Stewart, C.L., and Harp, J.H.: The Histology of
Distraction Osteogenesis Using Different External Fixators.Clin. Orthop. 241:
106-116, 1988.
3-
Behrens, F.: General Theory and Principles of External Fixation. Clin.
Orthop.241:15-23, 1988.
4-
Cierny, G., and Zorn, K.E.: Segmental Tibial Defects. Clin. Orthop.
301:118-123, 1994.
5-
Catagni, M.: Classification and treatment of nonunion.Operative Principles of
Ilizarov.A.S.A.M.I. Group. Williams-Wilkins. Baltimore.:Chap.14:190-198, 1991
6-
Cook, S.D., Baffes, G.C., Wolf, M.W., Sampath, T.K., and Rueger, D.C.:
Recombinant Human Bone Morphogenetic Protein-7 Induces Healing in a Canine
Long-Bone Segmental Defect Model. Clin. Orthop. 301:302, 1994.
7-
Dahl, M.T., Gulli, B., and Berg, T.: Complication of Limb Lengthening. Clin.
Orthop. 301:10-18, 1994.
8-
Fisher, D.A.: Skeletal stabilization with a multiplane external fixation
device. Clin. Orthop. 180:50, 1983.
9-
Frierson, M., Ibrahim, K., Boles, M., Bote, H., and Ganey, T.: Distraction
Osteogenesis, A Comparison of Corticotomy Techniques, Clin. Orthop. 301:19-24,
1994.
10-
Gerhart, T.N., Kirker-Head, C.A., Kriz, M.J., Holtrop, M.E., Hennig, G.E.,
Hipp, J., Schelling, S.H., and Wang, E.: Healing Segmental Femoral Defects in
Sheep Using Recombinant Human Bone Morphogenetic Protein. Clin. Orthop.
293:317-326, 1993.
11-
Green, S.A.: Skeletal Defects: A Comparison of Bone Grafting and Bone Transport
for Segmental Skeletal Defects. Clin. Orthop. 301:111-119, 1994.
12-
Naggar, L., Chevalley, F., Blanc, C., and Livio, J.J.: Treatment of Large Bone
Defects With the Ilizarov Technique. J. Trauma. vol. 34. No. 3: 390-393, 1993.
13-
Pablos, J., Barrios, C., Alfaro, C., and Canadell, J.: Large Experimental
Segmental Bone Defects Treated by Bone Transportation With Monolateral External
Distractors. Clin. Orthop. 298:259-265, 1994.
14-
Paley, D., Catagni, M., Argnani, F., Villa, A., Benedetti, G.B., and Cattaneo,
R.: Ilizarov Treatment of Tibial Nonunions With Bone Loss. Clin. Orthop.
241:146-165, 1989.
15-
Podolsky, A., and Chao, E.Y.S.: Mechanical Performance of Ilizarov Circular
External Fixators in Comparison With Other External Fixators. Clin. Orthop.
293:61-70, 1993.
16-
Yajima, H., Tamai, S., Mirzumoto, S., and Inada, Y.: Vascularized Fibular
Grafts in the Treatment of Osteomyelitis and Infected Nonunion. Clin. Orthop.
293:256-264, 1993.
17-
Yasui, N., Kojimoto, H., Sasaki, K., Kitada, A., Shimizu, H., and Shimomura,
Y.,: Factors Affecting Callus Distraction in Limb Lengthening. Clin. Orthop.
293:55-60, 1993.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder